Albert Caraco - Kaosun Kutsal Kitabı

"... içinde yaşadığımız dünya cehennemdir, hiçliğin ılımlılaştırdığı bir cehennem. bu cehennemde, kendini tanımayı reddeden insan kendini feda etmeyi tercih eder..."

''Yüzyıl ölümün yüzyılı, ölüm bizzat bize dönük, her bir insanın kırk kez öldürülmesine yetecek kadar imkana sahibiz, silahlarımızı ne yapacağımızı şimdiden bilemiyoruz, binalar artık bize yetmiyor, dağ­ları ayınaya başladık bile, ölüm araçlarımız toprağın derinliklerine yığılıyor. Bizim ökümenimiz sanki askeri cephanelik, on milyonlarca insan savaş için çalışıyor, ahlak ile çıkarın ittifak yaptığı bu çözüm yolunu bozmayı artık hayal bile etmiyoruz, gençliğimiz paradaksun bedelini yarın ödeyecek, o bunu hissedip isyan ediyor, bizse ona mucize vaat edemiyoruz, yavan söylevler çekmeye bile cesaret edemiyoruz, çoktan mahkum edildiğini ve devrimlerle nasibinin değişmeyeceğinin farkındayız.''

"İletişimden söz ederek bizi bir labirente sürüklüyorlar, gelecekteki aşmanın ve nihai gelişmenin aşkı uğruna geri çekilmeye zorluyorlar. Düşünce ustalarımız boş sözlere batmış haldeler, anladığımız üç düzine sözcüğün yerine üç düzine meçhul söz koyduklarında, yeni temeller attıklarını, onlara hayranlık diyeti ödememiz gerektiğini söylüyorlar bize. Dünya hiç bu kadar sefilce açıklanmamıştı, ağırlıklar ve ölçüler yanlış, referans noktalarının hepsi sorunsallı; ben terimlerin kabulünden söz etmiyorum, fikirlerin kaosuna giriyoruz ve sözcüklerin fahişeliği bizi buna sürüklüyor. Hiçbir şey olduğundan fazla değil, her şey başka bir şey olma iddiasında, göründüğü gibi olmayı reddediyor; akıl almaz yüzlerce aldatmaca doğuyor böylelikle.."

"Her şey parçalanıp birbirinden ayrılıyor, edinilmiş kabul ettiğimiz kavramlar çözülüyor, büyük sarsıntının müjdesi geliyor ve babalarımızın kullandığı enstrümanları kırıyoruz hepimiz. Sansürün egemen olduğu ülkelerde gerçekliği inkar etmekten helak olunuyor; sansürün kalktığı ülkelerde herkes aklına geleni söylüyor. Farklılık önemsiz gelebilir, çünkü yalan söylemek ile kendini yitirmek aynı anlama geliyor ve yalan söyleyenlerin de günün birinde kendini yitirenlere katılacakları varsayılır. Esin perileri yeryüzünü terk etti, güzel sanatlar öleli kaç kuşak oldu, dalavereciler alanı boş buluyor, daha inanılmazı asla yaşanmadı, ama en üzüntü veren şey onların dalaverelerine karşı duranların bile bize hiçbir şey önermemeleri, boş laflardan başka bir şey etmemeleridir. Şehirlerimiz birer kabusa döndü, şehirliler termitlere benziyor artık, her inşa edilen şey iğrenç çirkinlikte, biz artık tapınaklar, saraylar ya da mezarlar, zafer alanları ya da amfiteatrlar inşa etmeyi bilmiyoruz. Her adımda gözümüze hakaret ediliyor, kulağımız sağıra çevriliyor ve koku duyumuz umutsuzluğa kapılıyor, yakında kendimize, düzen neye yarar diye sorar hale geleceğiz."


Albert Caraco - Kaosun Kutsal Kitabı

Yorumlar