Thoreau - Doğal Yaşam ve Başkaldırı

Fakat insan boş işler için çalışır. En değerli varlığı toprağa gömülerek çürümeye terk edilmiştir. İnsanlar, sanki alınlarına yazılmış bir iş olarak, eski bir kitapta dendiği gibi; güve ile rutubetin çürüteceği, hırsızların arasına sızıp aşıracakları hazineler yığmayı görev edinmişler. Ahmakça bir hayat yaşadıkları. Er ya da geç öğrenecekler.

***

Zaman, içinde balık tuttuğum bir akarsudur. Suyundan içerim ve içerken kumla kaplı dibini görür, ne kadar sığ olduğunu fark ederim. Akıntısı geçip gider, ama sonsuzluğu kalır. Daha da derinden içmek isterim. Ben gökyüzündeki bir balığım. Yıldızlar gökyüzünün dibine çakıl taşları gibi serpiştirilmiştir. Birini bile sayamam. Alfabenin ilk harfini bile bilmem. Kendimi bildim bileli, doğduğum günkü kadar bilge olmadığıma hayıflanır dururum.



Hile ve aldanışlar en sağlam doğrular olarak itibar görürken, hakikat martavaldan sayılıyor. Eğer insanlar sadece ve her zaman hakikate dikkat edip aldanmaya meydan vermiyor olsalar, yaşam bildiğimiz şeylerle karşılaştırmak gerekirse, büyülü ülkelerde geçen Bin Bir Gece Masalları gibi olurdu.

***

Yaptıkları işi seçmede biraz daha özenli davranacak olurlarsa, bütün insanlar birer öğrenci ve gözlemci haline dönüşeceklerdir.

***

Dünya yüzeyi yumuşaktır, insanlar iz bırakabilir; zihnin gezindiği yollar da böyledir. Öyleyse dünyanın ana yolları kim bilir ne kadar eski ve tozludur, geleneğin ve uyulan kuralların açtığı oluklar ne kadar derindir!

***


Köy bahçesinde toprağı çapalarken 
omzuma bir serçe kondu; 
omzuma takılacak hiçbir apolet 
beni o andaki kadar seçkin hissettiremezdi.

(Yazarın kitabı yazdığı yer.)


Yorumlar